test HAMMADDELER ANSİKLOPEDİLERİ - www.hammaddeleransiklopedisi.com - 2014 - DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ - KİMYASAL GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL SANAYİ BOYALARI ANSİKLOPEDİLERİ - PARFÜM ve RENKLİ KOZMETİK FORMÜLLERİ - SAÇ BAKIM FORMÜLLERİ - CİLT BAKIM FORMÜLLERİ - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 1 - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 2 - BİTKİSEL KOZMETİK ANSİKLOPEDİSİ - MADENİ YAĞ ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 1 - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 2 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 1 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 2 - ORGANİK GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - OTO BAKIM ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -1 - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -2 - PASTALAR ve BOYALAR ve YAPIŞTIRICILAR ANSİKLOPEDİSİ | HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ




MAKALELER / YAPAY KAUÇUK VE DOĞAL KAUÇUK - hammaddeler ansiklopedisi

Bilim adamları doğal kauçuğa benzeyen bir madde elde etmek için yıllarca uğraştılar. 1826'da Michael Faraday, kauçuğun bir hidrokarbon bileşiği, yani yalnızca karbon ve hidrojen atomlarından oluşmuş bir kimyasal madde olduğunu keşfederek ilk önemli adımı attı.
I. Dünya Savaşı (1914-18) sırasında Almanya'nın doğal kauçuk kaynakları kesildi. Ama, Alman kimyacıları "metil kauçuğu" adını verdikleri kauçuğumsu bir madde elde etmeyi başardılar; ne var ki, bu madde ne kauçuk kadar kullanışlı, ne de onun kadar ucuzdu. 1920'lerde ve 1930'larda doğal kauçuğun çok ucuz olmasına karşın kimyacılar, benzer maddeler yapmanın yollarını araştırmayı sürdürdüler. Kauçuğun, bir zincirin halkaları gibi, özdeş birimlerden oluşan, çok uzun bir molekül olduğu keşfedildi ve buna "polimer" adı verildi  Zamanla bu zincirin nasıl oluştuğu da bulundu ve daha nitelikli yapay kauçuk üretim teknikleri geliştirildi.
1931'de ABD'li kimyacı Julius Arthur Nieuw-land polikloropren olarak adlandırdığı bir kauçuk yaptı. Bu madde yağda bırakıldığında doğal kauçuk kadar şişmiyordu; bu özelliğinden ötürü polikloropren, yağla çalışan makinelerin hortum ve keçelerinin üretiminde kullanılmaya başlandı. 1933'te iki Alman kimyacı stiren-bütadien kauçuğunu geliştirdiler; stiren-bütadien kauçuğu piyasada kısaca SBR olarak bilinir.
Yapay kauçuk üretiminde en büyük gelişme II. Dünya Savaşı (1939-45) sırasında sağlandı. Japonlar doğal kauçuk üreten ülkeleri ele geçirince Müttefikler'in kauçuk kaynakları kesildi. Buna karşılık üretilmekte olan binlerce askeri araç ve uçağın tekerlek lastikleri için kauçuğa gereksinim vardı. ABD hükümeti, yapay kauçuk üretim tekniklerinin geliştirilebilmesi amacıyla yüzlerce kimyacı görevlendirdi. Bu kimyacılar, özellikle tekerlek lastikleri için en iyi yapay kauçuk olan stiren-bütadien kauçuğu üzerinde çalıştılar ve önemli başarılar elde ettiler; yapay kauçuk üretimi 1940'ta 2.000 ton iken bu rakam 1942'de 669 bin tona yükseldi.
Savaştan sonra plantasyonlarda yeniden doğal kauçuk üretilmeye başlandı, bunun üzerine bazı yapay kauçuk üretim tesisleri kapandı. Ama, otomobil üretimindeki hızlı artış kauçuğa olan gereksinimi daha da artırdı ve doğal kauçuk üretimi bunu karşılayamaz duruma geldi. 1960'ların başlarında yapay kauçuk üretimi doğal kauçuk üretimiyle aynı düzeye geldi, bugün ise onun iki katına ulaştı. Bu dönemde pek çok başka kauçuk türü geliştirildi; bunlardan birisi, doğal kauçukla tamamen aynı özelliklere sahip olan poliizop-ren'dir. Ama SBR dışındaki bütün yapay kauçuklarda olduğu gibi, poliizopren üretimi de doğal kauçuk üretiminden daha pahalıya gelmektedir. Çünkü, bunların hepsi ham petrolden elde edilmektedir; ham petrol ise fiyatı giderek artan ve kaçınılmaz olarak da sonunda tükenecek olan bir maddedir.
Yapay kauçuk üretiminde uygulanan kimyasal tepkimeler çok karmaşıktır. Önce, ham petrol damıtılarak, nafta ve öteki hidrokarbonlar elde edilir. Daha sonra bunlar, kra-z king denen kimyasal bir işlem uygulanarak küçük moleküllere ayrılır; bu moleküllerden yararlanılarak kauçuk ve plastik gibi pek çok petrokimya ürünü hazırlanabilir. İşte, bu küçük moleküllerin yapay kauçuk üretiminde kullanılacak bölümü ayrılarak kauçuk üretim tesisine gönderilir.
SBR yapımında kullanılan stiren ve bütadien, önce büyük tanklarda depolanır ve buradan gerektiği kadarı alınarak reaktörlere yani tepkime kaplarına pompalanır. Reaktörler büyük silindirler biçimindedir; stiren ve bütadien burada başka kimyasal maddelerle basınç altında birleştirilerek karıştırılır ve soğutulur. Reaktörlerdeki tepkimeyi hızlandırmak için malzemeye katalizör denen özel kimyasal maddeler katılır  ayrıca bu karışımı sıvı asıltı haline getirmek için reaktöre sabun çözeltisi pompalanır. Sıvı asıltı halindeki stiren ve bütadien molekülleri, birbirleriyle birleşerek, uzun kauçuk moleküllerini oluşturur ve molekül zinciri belirli bir uzunluğa geldiğinde tepkimeyi durdurmak için reaktöre bu kez başka bir kimyasal madde katılır. Tepkimeye girmemiş olan stiren ve bütadien toplanıp ayrıldıktan sonra geriye kalan SBR lateksi ya depolama tanklarına pompalanır ya da pıhtılaştırılarak topaklanır. SBR topakları yıkanır, kurutulur ve balyalanır.

ETİKETLER : DOĞAL KAUÇUK VE ÖZELLİKLERİ,DOĞAL KAUÇUK NEREDE KULLANILIR,DOĞAL KAUÇUK NASIL KULLANILIR,DOĞAL KAUÇUK HANGİ SOLVENTLERDE ÇÖZÜNÜR,DOĞAL KAUÇUK YAPISI, DOĞAL KAUÇUK KİMYASAL YAPISI,YAPAY KAUÇUK NEDİR, YAPAY KAUÇUK VE ÖZELLİKLERİ,YAPAY KAUÇUK NEREDE KULLANILIR,YAPAY KAUÇUK NASIL KULLANILIR, YAPAY KAUÇUK HANGİ SOLVENTLERDE ÇÖZÜNÜR,YAPAY KAUÇUK KULLANIMI.
 

                                                               HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ