test HAMMADDELER ANSİKLOPEDİLERİ - www.hammaddeleransiklopedisi.com - 2014 - DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ - KİMYASAL GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL SANAYİ BOYALARI ANSİKLOPEDİLERİ - PARFÜM ve RENKLİ KOZMETİK FORMÜLLERİ - SAÇ BAKIM FORMÜLLERİ - CİLT BAKIM FORMÜLLERİ - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 1 - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 2 - BİTKİSEL KOZMETİK ANSİKLOPEDİSİ - MADENİ YAĞ ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 1 - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 2 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 1 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 2 - ORGANİK GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - OTO BAKIM ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -1 - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -2 - PASTALAR ve BOYALAR ve YAPIŞTIRICILAR ANSİKLOPEDİSİ | HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ




MAKALELER / GÜBRELER - hammaddeler ansiklopedisi

Dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla tarım alanlarından birim alandan daha fazla verim elde etmek için, daha fazla girdi kullanılmasını gerektirmektedir. Tarımın bütün kollarında kaliteli tohumluk, mekanizasyon, bitki ıslahı bir etkili koruma tedbirlerinin yanında sulama ve yağışa bağlı olarak bilgili ve gübreleme yapmak gerekmektedir. Gübre uygulamasıyla artırılan bitkisel ürünler, hayvan-cılık ve tarıma dayalı endüstrinin de temelini oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalara göre elde edilecek ürün miktarına tarımsal girdiler gübrenin etkisi gelişmekte olan ülkelerde %50-60 civarında olduğu belirlenmiştir.
Kimyasal gübreler az gelişmiş toplumlarda, çok fazla verim alabilmek düşüncesi ile rast gele zamanlarda ölçü tanımaz miktarlarda ve bilimsel olmayan yol ve metotlarla arazi yüzeyine serpmek suretiyle kullanılmaktadır. Bu şekilde bilinçsizce kullanılan gübrelerin %50'si bitkilere yararlı olabilmekte geri kalan kısmı ise toprak sisteminden yıkanma, yüzey akışları ve buharlaşama ile uzaklaşmaktadır.
Bu şekilde topraktan uzaklaşan gübreler toprak, hava ve su ortamlarında çeşitli olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu yazıda kimyasal gübrelerin toprak sistemi üzerindeki olumsuz etkileri değerlendirilecektir.
Kimyasal gübrelerin toprak üzerindeki olumsuz etkileri hemen fark edilmemektedir. Zira toprak, komponentleri ve biyolojik sistemi ile kuvvetli bir tamponlama gücüne sahiptir. Kirleticilerin toprakta meydana getirmiş oldukları zararlar üretim potansiyelinde düşüklük, kalite bozuk-luğu gibi etkilerle bitkisel ürünlerde ortaya çıkarken, bünyesinde toksik maddeleri biriktiren besin ve yemlerle beslenen insan ve hayvan-larda bazı yan etkilere neden olmaktadır.
Bilimsel esaslara uygun olmayan aşırı gübreleme torakta kirlenme ve sonuçta toprak sütrüktürünün bozulması, toprak reaksiyonunun değişmesi, toprakta mevcut elementler dengesinin bozulması, toprakta bulunan makro ve mikro faunanın zarar görmesi ve katkı maddelerinde ağır metaller gibi kirlilik unsurları taşıyan gübrelerin sürekli kullanımı, topraktan yıkanması zor olan zehir yüklerinin birikmesi gibi olumsuz etkilere neden olmaktadır.

a)Toprak sütrüktürü üzerine etkisi:

Toprağın sütrüktürü tarımsal açıdan en önemli toprak özelliğidir. Toprakların verimliliklerinin hassas bir göstergesidir. Toprağın anatomisini teşkil etmektedir. Bilimsel esaslara uygun olmayan ve gereğinden fazla gübre kullanıl-ması, sütrüktürün bozulmasına sebep olmak-tadır. Tarıma uygun bir sütrüktür oluşumu flokü-lasyon, granülasyon ve agregasyon süreçlerinin bir sonucudur. Sütrüktürün bozulması bu süreçlerin bir nevi tersine çevrilmesi hadisesidir. Diğer bir ifade ile toprağın dispers olmasıdır.
Yapılan araştırmalar ve çalışmalar göstermiştir ki, fazla miktarda verilen bir kısım gübreler özellikle tek değerlikli olanlar toprağı dispers etmektedirler. Mesela NaNo3, NH4NO3, KCI, K2SO4, NH4CL gibi gübreler toprak sütrük-türünü bozmakta, böylece geniş çaplı toprak kirliliği meydana gelmektedir. Sütrüktürü bozu-lan topraklardan kaliteli ve verimli mahsul almak imkansızlaşmaktadır. Zira bu gibi topraklar verilen gübrelerden, uygulanan sulama ve diğer tarımsal işlemlerden elde edilen faydalar ya çok azalmakta ya da hemen hemen mümkün olma-maktadır.
Özellikle yüksek düzeyde Na içeren gübreler, sözgelişi potasyumlu gübreler sütrüktür üzerine olumsuz etki yapmaktadır. Toprakta asitliği arttırıcı gübrelerin sürekli kullanımlarında toprak sütrüktürü kötüleşir.

b)Toprak reaksiyonu üzerine etkisi

Asit oluşturucu azotlu gübrelerin (Amonyumlu gübreler gibi) sürekli olarak kullanılması toprak pH'nin düşmesine neden olur. Bundan dolayı oluşan asitliliği nötralize etmek için yeterli düzeyde kireçleme yapılmaması durumunda tarla bitkilerinin verimleri azalır. Bazik gübrelerin kullanılması ile toprak pH'ında biraz artışa neden olunabilir.
Bitkilerin gerçek ihtiyaçlarından daha fazla verilen gübreler toprak reaksiyonunu etkile-yerek pH' da ani yükselme ve düşmelere sebep olmaktadır. Bu durum bitkilerin fide devrelerinde zararlı olmakta,verim ve kalitede düşmelere yol açmaktadır.
Aşırı miktarda verilen N'lu gübreler Nötr, hafif asit ve asit reaksiyonlu toprakların asiditesini daha da arttırarak Al ve Mn gibi elementleri fazla erir hale getirilen bu elementler bitkilere toksik tesir yapmaktadır. Buna paralel olarak pH değeri yüksek olan topraklara verilen kireç ve kireçli gübreler pH'ı daha da yükseltmekte ve yüksek pH'a hassas olan bitkilerde verim düşüklüğü ve kalitenin bozulmasına sebep olmaktadır. Bunun yanında toprakta birikim yaparak toprak kirliliği boyutlarını genişletmektedir.
Ülkemizde araştırma yapılan Rize ilindeki çay topraklarında tek yönlü Amonyum Sülfatla gübrelenmesi, aslında pH'sı düşük olan toprak-ların asitliğinin artmasına neden olmuştur. Günümüzde çay topraklarının %85'inde pH kritik düzey kabul edilen 4'ün altına inmiştir. Son yirmi beş yılda Nevşehir'de aşırı ve tek yönlü azotlu gübreleme sonucu patates yetiştirilen toprakların pH'sı 2birime varan düzeyde düşmüş yani asiteliği 100 kat artmıştır.
Toprak asitliliğinin düşük veya yüksek olması bitkilerin fosfor ve mikro elementlerden yararlanmaları da etkilenmektedir. pH6.5-7 olduğu zaman bitkilerin fosfordan en yüksek düzeyde yararlandığı bildirilmektedir.

c)Topraktaki mevcut element dengesinin bozulması

Topraklara verilen fazla miktardaki azotlu ve fosforlu gübreler bitkinin ihtiyacından daha fazla potasyum almasına sebep olmaktadır.Neticede potasyumda lüks tüketim ortaya çıkmaktadır. Böylece gerçekte mevcut olmayan bir potasyum noksanlığı zuhur etmektedir. Bu denge bozukluğu topraktan bitkiye intikal ederek bitkinin verim kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Bu olumsuzlukları gidermek için fazladan potaslı gübre uygulaması gündeme gelmek-tedir.
Yine gereğinden fazla N'lu ve P'lu gübre uygulanması topraktaki mikro besin elementleri dengesini de bozmaktadır. Sonuçta bitkiler ihtiyaçlarından daha fazla mikro besin elementi alarak bunların noksanlığını neden olmaktadır.
Asit reaksiyonlu topraklarda pH değerini düşürmek için uygulanan fazla miktarda kireç ve kireçli gübreler topraktaki dengeyi bozmakta, Fosfor, Bor, Demir ve Çinko gibi elementlerin kikse edilmesini sağlamaktadır. Bu olay bir yönden topraktaki dengeyi bozup, birikime sebep olurken, bir yandan da fikse edilen elementlerin noksanlığını gidermek üzere ilave gübreleme yapmak gerekmektedir.
Ayrıca, fazla miktarda verilen P'lu gübreler toprakta mevcut olan Ca ile birlikte Zn ve Fe'in bitkiler tarafından alınmasını engelleyerek beslenme dengesini bozmaktadır.
d)Topraktaki makro ve mikro faunanın zarar görmesi
Kimyasal gübreler fazla miktar kullanıldıkları zaman mikro organizmalardan solucanlar ve çeşitli toprak kurt çukurlarına tahrip edici ve öldürücü etki yapmaktadır. Bu organizmalar ile direk temas eden gübre tozları özellikle de üre gibi amonyumlu gübreler öldürücü etki yapmak-tadır.
Topraklara aşırı azotlu gübreler verilmesi Rhizobium sp. gibi simbiyotik azot fikse eden mikro organizmaların
Aktivitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durumda havanın serbest azotundan faydalan-ma yolu tıkanmaktadır. Buna ilave olarak verilen fazla azotlu gübreler nitrifikasyon bakterilerini faaliyetlerini sınırlandırmaktadır. Böylece mas-rafsız olan ikinci azot kaynağı da zarar görmektedir. Bunun yanında fazla miktarda verilen fosforlu gübrelerdeki kimyasal fosfat formları toprakta genel bir biyolojik bozulma meydana getirmektedir.
Toprağın toksik maddelerce olası zengin-leşmesi
Tarımda kullanılan kimyasal gübrelerle önemli miktarlarda toksik elementler topraklara bırakılmaktadır. Bu elementler özellikle fosfatlı gübrelerden kaynaklanan Cd, Zn, Cr,Pb, Nve U'dur. Geleneksel gübreleme ile bu tür ağır metallerin konsantrasyonları ile beraber, istenmeyen ağır metal artışlarına neden olabilmektedir.
Bazı araştırıcılar tarafından yapılan çalışma-larda fosfatlı gübrelerin 01-170mg/kg arasında Cd kirliliğinin büüyk oranda fosfatlı gübrelerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Fosfatlı gübrelerde Pb düzeyinin 7-225 mg/kg, nitratlı gübrelerde 2-27 mg/kg arasında olduğu belirtilmiş, yine fosfatlı gübrelerdeki Cu düzeyinin 1-300 mg/kg civarında olduğu ve topraktaki kirlilik için fosfatlı gübrelerin diğer etkenlerle kaynak oluşturduğu belirtilmektedir.
Yapılan başka bir çalışmada 1000-4500kg/ha düzeyinde 35-45 yıllık fosforlu gübrelemede yüzey topraklarda, çevre alanlara oranla Cd fazlalığı tespit edilerek, bu Cd'un %80'inin kimyasal gübrelerden geldiği belirtilmiştir.
Topraklarda doğal olarak bulunan ağır metallerin toplam kapsamları tabloda verilmektedir. Genellikle tolere edilebilir değerleri yukarıda belirtilen şartlarla aşılabilmektedir. Ancak, tam ve kesin değerler için her bir elementin yarayışlı değerlerinin belirlenmesi gerekmektedir.


Sonuç ve değerlendirme
Ülkemizde gübre kullanımında büyük çelişkiler yaşanmaktadır. Bölge, ürün, verim, arazi büyüklüğü, bilgi birikimi ayrımı yapılmadan gübre tüketiminin özendirilmesi, ekonomik ve çevresel kayıpları hızlandırmaktadır. Ülkemizde tüketilen kimyasal gübreler çoğu kez hiçbir analiz yapılmadan veya uzman görüşü alınmadan kullanılmaktadır. Ayrıca gübre uygulama zamanı ve metotlarının da az bilinmesi veya bilinmemesi doğru olmayan gübre kullanımlarına neden olmaktadır. Ülkemizdeki gübre kullanımı son yıllarda artmış olmasına rağmen genel ortamlara bakıldığı zaman Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmaktadır. Kimyasal gübrelerin toprak üzerinde olumsuz etkileri kısa bir dönemde meydana gelmeyip çok uzun yıllar boyunca, tek yönlü dengesiz ve her yıl aynı formda gübre kullanımından ileri gelmektedir.
Ülkemizde yapılmış olan az sayıdaki bilimsel çalışmalarda toprakların mineral gübrelerle aşırı derecede kirletilmediğinin belirtilmiş olmasına rağmen, kimyasal gübrelerin toprak üzerine olan olumsuz etkilerini ortaya koyacak bilimsel araştırma sayısının yetersiz olması nedeniyle topraklar üzerinde olumsuz etkilerinin düzeyi konusunda fikir ileri sürmek oldukça zordur. Ancak, yapılan az sayıdaki araştırma göster-miştir ki, kimyasal gübrelerin bilinçsiz kullanımı toprakların kirlilik yüklerinin artmasına neden olmaktadır. Ayrıca toprağa kadmiyum girişinin en önemli kaynağı olan fosforlu gübre de, bu gübrenin ve hammaddesinin dışalımında kadmiyum standardı uygulanmamakta ve ölçüm yapılmamaktadır.
Kimyasal gübreler hemen hemen bütün kesim-leri ilgilendiren bir tarımsal girdi olması nedeniyle çok iyi düzenlenmesi ve çok iyi planlanması gerek bir konudur. Öncelikle gübre tüketiminin kontrol altına alınması gerek-mektedir. Dengeli ve toprak bitki analizlerine dayalı olarak yapılacak gübreleme sonucu, gübrelerin çevreye olan olumsuz etkileri minimum düzeyde kalacak ve tehlike olmaktan çıkacaktır.

TİCARET GÜBRELERİ VE GÜBRELEMENİN KURALLARI

Toprak canlıları besleyen temel bir kaynaktır. Ülkemizde nüfusun büyük bir kısmı tarımla uğraşmakta olup, geçimini üretmiş olduğu tarımsal ürünlerden karşılamaktadır . Toprak zaman içerisinde erozyon gibi dış etkilerle veya üzerine ektiğimiz ürünleri besleyerek verimli olma özelliğini kaybetmektedir, işte toprakta eksilen bu besin maddelerini giderici uygulamaya gübreleme diyoruz.

Her tarım üreticisi için toprak işleme, sulama, zararlılarla mücadele, gübreleme gibi tarımsal işlemler üzerinde durulması gereken faaliyetler olmakla beraber gübreleme; üretici için ürünün miktarını ve kalitesini belirleyen en önemli bir faktördür.

İyi bir gübreleme ise kullanacağımız gübrenin çeşidini, en uygun yöntemlerle, tavsiye edilen miktarlarda ve zamanında uygulanmasıyla beklenen sonucun verecektir.

Bu dersimizde kullandığımız ticari gübreleri ve gübrelemenin kurallarını vermeye çalışacağız.

TİCARET GÜBRELERİ

Bileşiminde azot, fosfor ve potasyum gibi bitki besin maddelerinden birini veya birkaçını birarada bulunduran ve ticaret amacı ile pazarlanan gübrelere ticaret gübreleri denilmektedir. Halk arasında "suni gübre" veya "kimyevi gübre" diye adlandırılan bu gübrelerin değeri doğrudan doğruya bünyelerindeki besin maddesi miktarları ile ölçülmektedir.

Ticaret gübreleri içerisindeki bitki besin maddelerinin çeşidine göre;

1. Azotlu gübreler

2. Fosforlu gübreler

3. Potasyumlu gübreler

4. Kompoze gübreler diye sınıflandırılır.

Şimdi sırasıyla kullanılan bu ticaret gübrelerinin özelliklerini ve kullanım şekillerini görelim.

1. AZOTLU GÜBRELER

Azotlu gübrelerin birçok çeşidi olup, yurdumuzda ençok kullanılan azotlu gübreler şunlardır.

Amonyum sülfat

Amonyum nitrat (Kireçli ve saf amonyum nitrat)

Üre

AMONYUM SÜLFAT

Genellikle beyaz renkli olup toz şekere benzediği için çiftçilerimiz tarafından şeker gübre diye adlandırılır. Aslında bu gübrenin renkli veya beyaz olmasının, etkisi ile hiçbir ilgisi olmayıp her ikisi de iyi gübredir.

Bu gübrenin kendisi asit karakterli olduğu için nötr ve alkali yani kireçli topraklarda güvenle kullanılabilir. Bu gübrenin içinde ağırlının 1/5 oranında yani % 21 oranında azot bitki besin maddesi vardır. Bu nedenle eğer bu gübreyi asit reaksiyonlu topraklarda uzun süre ve çok kullanılırsa toprakların daha fazla asitleşmesine sebep olacağından toprağı verimsizleştirir.

AMONYUM NİTRAT

Amonyum Nitrat gübresi piyasada kireçli ve saf olmak üzere iki şekilde satılmaktadır.

Kireçli olanı yaklaşık olarak ağırlığının 1/4 oranında yani % 26 saf azot besin maddesi bulundurur.

Saf olanı ağırlığının 1/3 oranında yani % 33 saf azot besin maddesi bulundurur.

Amonyum nitrat gübresinin içinde bulunan azot besin maddesinin yarısı amonyum yarısı da nitrat şeklinde bulunur. Bitki her iki şekildeki azot besin maddesinden de yararlanabildiği için bu gübrenin etkisi hem daha çabuk olmakta hemde devamlı olmaktadır.

Amonyum nitrat gübresi ekim zamanında kullanılabildiği gibi bitkinin büyüyüp geliştiği dönemlerde de başarı ile uygulanabilir.

ÜRE

Üre içinde bulunan azot besin maddesi bakımından diğer azotlu gübrelerden daha zengindir. Üre gübresinin içinde ağırlığının yarısına yakın % 46 saf azot besin maddesi bulunur.

Üre gübresi toprağa atıldıktan sonra içindeki organik bünyeli azot toprakta kimyasal değişmelere uğrayarak kısa zamanda bitkilerin kolayca faydalanabilecekleri bir hale gelir.

Üre bütün bitkilere başarı ile uygulanabilir.

Sonbahar gübrelemesinde kullanıldığı gibi, bitkilerin belirli gelişme dönemlerinde, ilkbaharda veya daha sonra da kullanılabilir. Fazla miktarda üre verilmesi gerektiğinde hepsi bir defada değil birkaç kısma bölünerek atılmalıdır.

Üre toprağa verildikten sonra derhal toprağa karıştırılmalıdır. Aksi halde toprak yüzeyinde kalan gübreden azot kaybı olabilir.

2. FOSFORLU GÜBRELER TRİPLE SÜPERFOSFAT

Triple süperfosfat gübresi kirli beyaz veya gri renkli yuvarlak danecikler halinde olup bu gübreye çiftçilerimiz taban gübresi veya TSP� de demektedir.

Triple süperfosfat gübresinin kullanılmasında dikkat edilecek en önemli konu gübrenin ekim veya dikimden hemen önce verilmesini ve mümkün olduğu kadar tohum ve kök derinliğine gömülmesini sağlamaktır.

Bu gübre uzun süre rutubetli yerlerde saklandığında su çekerek topaklaşabilir. Bu keseklerin tekrar tanecikler şeklinde dağıtılarak kullanılmasında tarımsal yönden bir sakınca yoktur. Kullanımı kolaylaştırmak için bunları kırmalıyız.

3. POTASYUMLU GÜBRELER

Topraklarımız genellikle azot ve fosfor bakımından fakir potasyum besin maddesi bakımından ise yeterli durumda olduğundan ülkemizde potasyumlu gübre kullanımı azot ve fosforlu gübre kullanımına göre daha az olmaktadır.

Kullandığımız potasyumlu gübreler şunlardır.

Potasyum sülfat

Potasyum klorür

POTASYUM SULFAT

Potasyum sülfat gübresi kirli beyaz renkli küçük kristal tanecikler halindedir. Ağırlığının yarısı oranında % 50 potasyum besin maddesi bulundurur. Bu gübreyi bütün bitki çeşitlerinde uygulayabiliriz.

Potasyum sülfat gübresi rutubetli yerlerde saklanmaması gerekir. Bu gübre rutubetli yerlerde kesekleşir. Kesekleşmiş olan bu gübre ufalanarak tekrar kullanılabilir. Ancak ufalanmış olan gübre mibzerle atılmamalı elle veya gübre serpicisi ile atılmalıdır.

POTASYUM KLORÜR

Potasyum klorür gübresi ağırlığının yarısından biraz fazla % 60 potasyum besin maddesi bulundurur. İçinde bulunan klor maddesi nedeniyle potasyum klorür gübresi tütün ve patates gibi bazı bitkilerin kalitesini düşürebileceği için bu bitkilere potasyum sülfat gübresi kullanılmalıdır.

4. KOMPOZE GÜBRELER

Kompoze gübreler birden daha fazla bitki besin maddesini birarada bulunduran gübrelerdir.

Kompoze gübrenin içerisindeki bitki besin maddeleri sırası ile azot, fosfor ve potasyumdur. Bu besin maddeleri % olarak ifade edilmektedir. Örneğin 20-20-0 oluşumundan meydana gelen bir kompoze gübrenin 100 kilosunda 20 kilo saf azot, 20 kilo saf fosfor var. Potasyum ise yok demektir.

Kompoze gübreler birkaç çeşit bitki besin maddesini birlikte bulundurdukları için çiftçileri çeşitli gübreleri ayrı ayrı alma taşıma, depolama ve tarlaya verme sıkıntısından kurtarmış olur. Bu gübrenin kullanımı daha az emek ve zaman harcayarak çiftçiye ekonomi ve kolaylık sağlar.

Bütün bu iyi yönlerine rağmen her zaman kompoze gübre kullanamayız çünkü:

a) Kompoze gübrelerin içinde bulunan bitki besin maddeleri miktarı ekeceğimiz bitkinin isteğine her zaman uygun olmayabilir. Az olabilir, istenenden çok olabilir.

b) Kompoze gübrenin içinde bulunan bitki besin maddeleri iklime ve toprağımızın özelliğine göre ayrı ayrı ve farklı usullerle verilmesi gerekiyor olabilir. kompoze gübrelerde besin maddeleri birarada olduğundan bu imkansızdır.

Kompoze gübrelerin bu özellikleri gözönünde bulundurularak yararın daha çok olacağının düşünüldüğü hallerde kompoze gübrelerin kullanılması uygun olabilmektedir.

Yurdumuzun çeşitli bölgelerindeki topraklarında genellikle potasyum besin maddesi yeterli miktarlarda bulunduğundan kullanılacak kompoze gübreler çoğunlukla içinde potasyum bulunmayan kompoze gübreler olması gerekir. Tarlamızdan aldığımız toprak örneklerinin analiz sonuçlarına göre toprağımızda azot ve fosfor yanında potasyum eksikliği de görülüyorsa o zaman içinde azot, fosfor ve potasyum bulunduran kompoze gübreleri kullanmalıyız.

Genellikle kompoze gübreler içinde tek besin maddesi bulunan diğer gübrelerden daha pahalıdır. Bunun sebebi birçok besin maddesinin bir araya getirilerek içindeki besin maddesi miktarının artırılmış olmasıdır.

DİAMONYUM FOSFAT

Diamonyum fosfat gübresi kompoze bir gübredir. Diamonyum fosfat gübresi halk arasında DAP diye adlandırılmaktadır. 100 kg diamonyum fosfat gübresinde 18 kg saf azot ve 46 kg fosfor bulunur. Yani içerisindeki her bir kilo azota karşılık 2,5 kg. fosfor bulunur. Bu nedenle daha ziyade fosforlu bir gübre gibi kullanılır.

Diamonyum fosfat gübresi iri ve kirli beyaz renkte granül tanecikleri halindedir.

Diamonyum fosfat gübresi içerisinde bulundurduğu fosfor ve azot besin maddeleri nedeniyle Orta Anadolu ve geçit bölgelerinde yetiştirilecek buğday için çok uygun bir gübredir.

Bu gübrenin hububat ve benzeri bitkilere sonbaharda, ekim esnasında, mibzerle tohum derinliğine ve bant halinde verilmesi en uygun verme şeklidir. Mibzerle ekimin yapılmadığı hallerde diamonyum fosfat gübresi ekimden hemen önce tarla yüzeyine serpilip sonra ekim yapılarak gübrenin toprakla karışması temin edilmelidir.

HANGİ BİTKİYE HANGİ GÜBREYİ KULLANACAĞINA KARAR VERMEDEN MUTLAKA TOPRAĞINI TAHLİL ETTİR. TAHLİL SONUCUNA GÖRE GÜBRE KULLAN.

Resim 1. Gübreleme çalışması.

GÜBRELEMENİN KURALLARI

Bitkilerin beslenmeleri için gerekli olan bitki besin maddelerinin başında AZOT, FOSFOR ve POTASYUM gelir. Bunlar bitkilerin ençok ihtiyaç duydukları besin maddeleri olup, tarım topraklarında da genellikle yeteri kadar bulunmamaktadır.

Gerek ürünler beslenmek için gerekse toprak içinde sızan sular önemli miktarda besin maddelerini topraktan uzaklaştırır. Bunun sonucu topraklar fakir düşer, bitkiler yeterince besleyemez hale gelir. Bu nedenlerle aynı topraktan sürekli bir şekilde iyi ürün almak için o toprağa eksik olan bitki besin maddelerinin verilmesi gerekir. Buda gübreleme ile olur.

Gübrelerden en iyi şekilde yararlanabilmek için gübrenin toprağa verilme zaman ve şekline dikkat etmek gerekir. Sadece kullanılacak gübrenin çeşidi ve miktarını bilmekle iş bitmez. Gübreden beklenen yararın sağlanabilmesi için gübrenin EN UYGUN ZAMAN ve EN DOĞRU bir şekilde toprağa verilmesi gerekir.

GÜBREYİ NASIL VE NE ZAMAN KULLANMALIYIZ?

Bu sorunun cevabını gübrelerin verilme şekli ve gübrelerin uygulama zamanı olarak iki başlık altında göreceğiz.

1. GÜBRELERİN VERİLME ŞEKLİ

Gübreler genellikle EL veya MAKİNA ile toprağın üstüne SERPİLEREK verilmekte ya da tohum veya bitkiden belirli uzaklıklarda olmak üzere çizgi halindeki bir BANDA veya bitki etrafındaki OCAĞA verilmektedir.

A. Serpme Usulü gübreleme:

- Gübre, ya ekimden önce toprak yüzeyine serpildikten sonra belirli toprak işleme aletleri ile toprağa gömülür ve sonra ekim yapılır.

- Ya da ekimden hemen önce toprak yüzeyine serpilen gübre ekim işlemi ile toprakla karıştırılır.

Birçok hallerde ekimden sonra da serpme usulü ile gübre tatbik edilmektedir. Bazı bitkilere ihtiyaçları olan gübrenin tamamı bir defada ekimden önce veya ekim esnasında verilmeyip, gübrenin bir kısmı ekimde bir kısmı da bitkinin belirli bir büyüme döneminde verilmekte ve böylece gübreden daha çok yararlanılmaktadır.

Tarlada bitki varken yapılan bu ikinci gübreleme serpme usulü ile yapıldığı gibi gübre serpicisi gibi aletlerle de yapılabilir.

Bitki büyümeye başladıktan sonra verilen gübreler genellikle AZOTLU ve özellikle NİTRATLI gübrelerdir. Fosforlu gübreler bitki büyüdükten sonra serpme olarak verilmemeli; Fosforlu gübreler ekimden hemen önce veya ekim sırasında tohum derinliğine gömülmelidir.

Resim 2. Serpme olarak azotlu gübreleme..

B. Bant usulü gübreleme

Bant usulü gübreleme genellikle mibzerle yapılmakta ise de bazı hallerde pulluk ve hatta çapa gibi basit aletler kullanılmaktadır. Gerek yurdumuzda ve gerekse diğer ülkelerde yapılan birçok araştırma, gübrelerin bant halinde verilmesinin daha yararlı olduğunu göstermektedir. Gübre banda verildiği zaman gene bitkinin henüz fazla gelişmemiş olan kökleri bitki yanındaki bu gübreden kolaylıkla yararlanmakta ve daha çabuk büyümektedir.

Banta verilen gübrenin içindeki bitki besin maddesi özellikle fosfor bitkiye faydalılığını daha uzun bir süre devam ettirmektedir. Serpme olarak verilen gübredeki fosfor ise kısa bir sürede topraktaki kireç ve diğer maddelerle birleşerek bitkinin hemen yararlanamayacağı veya zorlukla yararlanacağı bir yapıya dönüşürler. Bu nedenle de bitki banda verilen gübreden daha çok yararlanmaktadır. Bitki banda verilen gübreden serpmeye oranla % 15-% 10 daha çok yararlanabilmektedir.

Resim 3. Özellikle sıraya ekilen bitkiler banda verilen gübrelerden daha çok yararlanırlar..

2. GÜBRELERİN UYGULAMA ZAMANI

Gübrelerin mahsul artışına olan etkisini çoğaltmak için gübre uygulama zamanı

- Bölgenin iklimine

- Toprağın karakterine

- Gübrelenecek bitkinin cinsine ve

- Verilecek gübrenin çeşidine göre ayarlanması gerekir.Bütün mesele bitkinin ihtiyacı olduğu zaman ona gerekli olan besin maddesini sağlamaktır. Bu nedenle bazı bölgelerde yetiştirilen belirli bitkiler için verilmesi gerekli olan gübrenin tamamı bir defada ve genellikle ekimde verilirken bazı hallerde bu miktar bölünmek suretiyle bitkinin çeşitli gelişme dönemlerinde bir kaç defada verilmektedir. Gübrelerin çok erken veya çok geç verilmesi halinde bitkiye faydası büyük ölçüde azalır.

Gübre verme zamanı konusunda üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi de tohumun çimlenmesi sırasında toprakta yeteri kadar bitkiye yarayışlı besin maddesi bulunmasını sağlamak ve gübreleme zamanını buna göre ayarlamaktır. Aksi halde toprağa verdiğimiz gübreden beklenen faydayı sağlayamayız.

Çeşitli bölgelerde ekilecek çeşitli bitkiler için gübre verme zamanı konusunda herkesin uyacağı bir tek zaman vermek mümkün değildir. Bununla beraber gübre verme zamanı ile ilgili olarak aşağıdaki genel kurallara uymakta yarar vardır.

Fosforlu gübrelerin verme zamanı:

Fosforlu gübreler ekimden veya dikimden hemen önce veya ekim sırasında verilmeli ve toprağa mutlaka gömülmelidir. Çok erken verilmesi halinde toprakta zamanla bitkinin hemen yararlanamayacağı şekle dönüşeceğinden; bitki büyüdükten sonra verilmesi halinde ise toprağın üstünde kalacağı için bitkiye yararlı olamayacaktır.

Şu halde fosforlu gübrenin tamamı gözlük ve yazlık ekimlerde EKİMDEN HEMEN ÖNCE veya EKİM SIRASINDA toprağa tohum derinliğine gömmek gerekir.

Resim 4. Patates tarımında gübreleme ile mahsülü büyük ölçüde artırmak mümkündür..

Potasyumlu gübrelerin verme zamanı:

Topraklarımızda genellikle yeteri kadar potasyum bulunmakla beraber bazı alanlarda potasyum eksikliği olabilir. Toprak analizleri yaptırılarak potasyum eksikliği tespit edilen yerlere potasyumlu gübre verilmesi gerekir.

Bu gübrede de fosforlu gübreler gibi ekim ve dikim zamanında verilmelidir.

Azotlu gübrelerin verilme zamanı:

Azotlu gübreler toprakta çok hareketli gübreler oldukları için fazla yağışlarla ve sulama suyu ile yıkanarak; veya gaz halinde uçmak suretiyle kayıplara uğrayabilirler. Bu gibi kayıpları önlemek ve bitkinin bu besin maddesine en fazla ihtiyacı olduğu zamanda onu toprakta hazır bulundurmak için bazen bitki için gerekli azot miktarının hepsini bir defada ekim veya dikimde vermeyip bitkinin çeşitli büyüme devrelerinde olmak üzere birkaç kısma bölünerek verilmelidir.

Azotlu gübrenin bölünerek verilmesine karar verildiği zaman ekim ve dikimde mutlaka yarısına yakın bir kısmının verilmesi çok faydalı olur. Gübrenin geri kalan kısmı bitki gelişmesinin hızlı olduğu dönemlerde ve çok geç kalınmadan verilmelidir.

HANGİ ÇEŞİT AZOTLU GÜBRE KULLANMALI

Güzlük ekimler için yapılacak azotlu gübre tatbikatlarında genellikle Amonyum sülfat veya üre gübrelerini ilkbahar veya yazın yapılacak gübrelemelerde ise Amonyum nitrat gübresinin kullanılması tercih edilmelidir.

Buna rağmen azotlu gübre çeşitleri arasında mahsulü artırma yönünden büyük bir fark olmaması nedeniyle herhangi bir azotlu gübrenin piyasada bulunmaması halinde onun yerine diğer bir azotlu gübrenin kullanılması uygun olur.

GÜBRELEMENİN ÖNEMİ

 

Tarımsal üretimin artırılması için toprak işlenmeli,ekilmeli, sulanmalı, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmelidir. Bütün bu işlemlerin yanı sıra bitkiyi besleyici, üretimi artırıcı çarelere de başvurmak gerekir. Bitkilerde diğer canlılarda olduğu gibi büyüme ve gelişmelerini tamamlayabilmek için besinlere ihtiyaçları vardır.bu besinlerin bir kısmını topraktan bir kısmını havadan karşılarlar. Toprak bir besin deposudur. Bitkiler besinlerinin büyük bir kısmını topraktan kökleri vasıtasıyla alırlar. Toprak eğer beslenmezse, bir süre sonra besin maddelerinin eksilmesi nedeniyle üretim azalır. Yeterli ve kaliteli ürün alabilmek için toprağın beslenmesi gerekir. Bizim için en önemli husus bu depoda hangi gıda maddesinin ne miktarda bulunduğudur. Bilinçli bir gübreleme bitkinin ihtiyacı ile depodaki (topraktaki) mevcutların bilinmesi ile mümkündür. Bunu bilmemiz gerekir ki eksikleri tamamlayalım. Bunu bilmenin tek yolu da toprak tahlilinden geçer.

Gübre nedir?-Gübre çeşitleri nelerdir? Ve gübrelerin yapısında neler bulunduğunu ve gübrenin bitkiye ve toprağa sağladığı faydalarına bir bakalım.

 

Uygun Gübreleme Bol Mahsul Bol Para Demektir.

 

GÜBRE NEDİR?

İçerisinde bir veya birkaç bitki besin maddesini bir arada bulunduran bileşiklere gübre denir.


GÜBRELEME NEDİR?

Gübrelerin toprağa veya doğrudan doğruya bitkiye verilmesi işlemine de gübreleme denir.

Gübreler yapılarına göre işletme ve ticari gübre olmak üzere iki gruba ayrılır.


İŞLETME GÜBRELERİ
İşletme gübreleri hayvan gübresi, yeşil gübre,kemik unu, kan tozu, boynuz ve tırnak tozu, gibi çeşitleri vardır.Ancak işletme gübreleri içinde en çok hayvan gübresi kullanılır.

AHIR GÜBRESİ NEDİR?
Ahır hayvanlarının ve katı dışkıları ile yataklıklarının artıklarından oluşan karışıma denir.

BESİN MADDELERİ NEYE GÖRE DEĞİŞİR
Ahır gübrelerinin içerdiği bitki besin maddeleri, elde edildikleri hayvanın türüne göre farklılıklar gösterir. Koyun ve tavuktan elde edilen ahır gübrelerinin besin maddesi kapsamı, sığır ve beygirden elde edilen gübrelere oranla daha yüksektir. Genç hayvanların gübreleri azot, fosfor, potasyum ve kalsiyum gibi bitki maddeleri açısından, yaşlı hayvanlardan elde edilen gübrelere göre daha düşüktür. Çünkü genç hayvanlar, kemik ve kas yapılarını geliştirmek için besin maddeleri ile proteinlere daha fazla gerek duyarlar ve kullanırlar.

AHIR GÜBRELERİNİN BİTKİLERE YARARLI OLMASI NELERE BAĞLIDIR Ahır gübresinin bitkilere yararlı olabilmesi için, içerdiği karbon/azot oranı büyük önem taşır. Bu oran yataklıkla birlikte taze sığır dışkısında 60/1 beygirde ise 40/1� dir. Ahır gübresi taze halde toprağa verilirse yüksek olan karbon/azot oranından dolayı, bitki bundan yararlanamaz, toprakta kurur. Bu nedenle ahır gübresinin fermantasyonu gerekir.Ahır gübresindeki organik madde ve besin maddeleri kaybını önlemek için, gübre tarlaya verilir verilmez pullukla toprak altına gömülmelidir. Aksi halde, gübre tarlada bekletilme süresine bağlı olarak değerinden çok şey kaybeder.

FAYDALARI NELERDİR ?
Ahır gübreleri bitkilerin gelişimleri için gerekli besin maddeleri sağlar.aynı zamanda toprağın yapısını tarıma uygun hale getirir. Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini düzenler.ahır gübresinin toprağa verilmesi toprağın su tutma kapasitesi artar,geçirgenliği olumlu yönde etkilenir. Böylece ahır gübresi,suyun toprak yüzeyinden bağımsızca akmasına buharlaşmasına ve tarıma elverişli toprakları taşıyıp götürmesine engel olur. Gübreleme ile toprağın tarlada tutulması erozyon tehlikesine karşı tedbir olarak düşünülmelidir.
Ahır gübrelerinin uygulandığı topraklar daha kolay tava gelir ve işlemesi kolaylaşır.İnce yapılı kumlu toprakların parça bağlılığını gevşetir, hava boşluluklarını artırır ve toprağa bitki gelişimi için uygun bir yapı kazandırır.
YEŞİL GÜBRE :
İşletme gübrelerinden biri de yeşil gübredir. Yeşil gübre baklagil cinsi bitkilerinden seçilir. Baklagiller havanın azotundan yararlanarak, köklerinde azot depolayan ve toprağın azotça zenginleşmesini sağlayan bitkilerdir.

TİCARET GÜBRELERİ:
Gübreler içerisinde en sıklıkla kullanılan tür, ticaret gübreleridir. Gübre bayilerinde satılan ticaret gübreleri, bileşimlerinde bir veya birden fazla bitki besin maddesini bir arada bulundurur. İşletme gübrelerinden farklı olarak yüksek miktarda bitki besin maddesi içerir ve suda kolayca çözünürler.

ÇEŞİTLERİ
Ticaret gübreleri içerdikleri besin maddelerine göre;
Azotlu,Fosforlu,Potasyumlu ve kompoze Gübreler olmak üzere 4 ana gruba ayrılırlar.

AZOTLU GÜBRELER : Amonyum sülfat, Amonyum nitrat ve Üredir. Amonyum Sülfat: Amonyum sülfat, beyaz renklidir. Ve toz şekere benzediği için halk arasında şeker gübre olarak da bilinir. Kimi zaman açık yeşil, açık mavi veya grimsi yeşil renkli de olabilir. Terkibinde % 21 azot bulunan amonyum sülfat, asit reaksiyonlu topraklarda uzun süre kullanılırsa asitleşme yapabilir. Bu nedenle amonyum sülfat yerine amonyum nitrat kullanılmalıdır. &n bsp;
Amonyum Nitrat: Amonyum nitrat, kireç ihtiva eder ve 100 kilosunda 20 ile 26 kg arasında saf azot vardır.
Üre: Azotlu gübrelerden üre, içerisinde en fazla azot bulunduran gübredir. 100 kilogramında 45-46 kilo saf azot bulunur. Suda tamamen erir, beyaz renkli ve yuvarlak tanelidir. Üre bütün bitkilere rahatlıkla uygulanır. Sonbahar ve İlkbahar gübrelemelerinde, bitkinin gelişme dönemlerinde de kullanılabilir. Ürenin fazlaca verilmesi gerektiği durumlarda, verilecek miktar birkaç kısma bölünerek uygulanmalıdır. Azotlu gübreler ise toprakta hareketlidirler, toprağa tutunmazlar.Erken atıldıklarında genellikle toprağın alt tabanlarına kadar ilerlerler dolayısıyla bitkiye faydalı olmazlar.Bir bölümü ekimle beraber diğer bölümü bir veya ikiye bölünerek bitki gelişimi sırasında bitkinin ihtiyacı olduğu zaman verilmelidir

FOSFORLU GÜBRELER : Süper fosfat, Triple süper fosfat olmak üzere iki çeşittir
Süper fosfat: Süper fosfat danecikler halinde yani granül görünümdedir. Açık gri veya boz renkli olan süper fosfat içerisinde % 16-18 oranında suda eriyebilen fosfor asidi vardır.
Triple süper fosfat: Fosforlu gübrenin diğer bir çeşidi de triple süper fosfattır. 100 kilogramında 43-46 kilo arasında fosfor asidi vardır. Kirli beyaz veya gri danecikler halindedir. Uzun süre rutubetli yerlerde saklandığında su çekerek topaklaşır. Eğer topaklaşmış ise bu kesekler kırılarak kullanılabilir.
Yurdumuzda en çok kullanılan Fosforlu gübreler Triple Süper Fosfat ve DAP�tır.
Fosforlu gübreler toprakta sıkı şekilde tutunurlar ve fazla hareket etmezler.Onun için bu gübrelerin Sonbahar ve Kış aylarında toprağa verilmeleri uygundur.Bu gübreler toprak yapısına göre belirli derinliğe atılmalıdır.

POTASYUMLU GÜBRELER :Ticaret gübrelerinin potasyum içerenleri de iki tanedir. Bunlar; Potasyum sülfat, Potasyum nitrattır. Yurdumuz toprakları genelde potasyum bakımından yeterli durumda olduğundan, potasyumlu gübre tüketimi de sınırlıdır. Potasyum sülfat % 48-52 oranında potasyum bitki besin maddesi içerir. Potasyum nitrat ise % 46 oranında potasyum bitki besin maddesi içermektedir. Potasyumlu gübreler ancak, toprak analizi yaptırıldıktan sonra verilen tahlil sonuçlarına göre ihtiyacı olan yerlerde, uygun miktarda kullanılmalıdır.

KOMPOZE GÜBRELER : Kompoze gübreler birden fazla bitki besin maddesini bir arada bulundururlar. Kompoze gübrenin içerisindeki bitki besin maddeleri azot, fosfor, potasyumdur. Bunlar sırasına göre % olarak ifade edilir.Örneğin 15-15-15 terkibindeki bir kompoze gübrenin 100 kilogramında 15 kilo saf azot, 15 kilo fosfor, 15 kilo da potasyum oksit var demektir. Diamonyum fosfat: Diamonyum fosfat 20-20-0, 26-13-0 ve 15-15-15 terkibindedir. Diamonyum fosfat fosfor ve azot gibi iki önemli bitki besin maddesini içerir. Koyu gri veya kirli beyaz renkli danecikler halindedir. içerisinde her bir kilo azota karşılık, yaklaşık 3 kg fosfor bulunur. Bütün bitkilerde kullanılabilir.
20-20-0 terkibindeki kompoze gübrenin 100 kilosunda, 20 kilo saf azot, 20 kilo saf fosfor var; potasyum ise yok demektir. Gri-kahverengi granüller halindedir. Uygun şartlarda uzun süre saklanabilir ve her türlü toprakta kullanılabilir. 15-15-15 şeklindeki kompoze gübrede azot, fosfor ve potasyum gibi temel bitki besin maddeleri vardır. Bu gübrenin 100 kilogramında 15 kilo saf azot, 15 kilo fosfor, 15 kilo potasyum vardır.

Gübreleme şekilleri: Gübre toprağa, banda verme, serpme, üstten veya yandan gübreleme, püskürtme, damla sulama şekillerinden hangisi uygunsa o şekilde verilir. Gübreyi yukarda belirtilen şekillerden biri ile uyguluyorsak uygulamaya geçmeden önce, ne miktarda verileceğinin belirlenmesi önemli bir konudur.Gübrenin az veya fazla verilmesinin pek yararı olmayacağının da bilinmesi gerekir. En uygun gübre türüne ve miktarına karar verebilmek için, mutlaka ekilecek tarladan toprak örneği alınmalı ve tahlil yaptırılmalıdır.
Hububat ekimde DAP gübresi kullanırız. Böylelikle Fosforun tamamını,azotun bir kısmını ekimle birlikte veririz.Gelişme döneminde de Azotlu gübreler kullanarak kalan azot ihtiyacını gideririz.
Bitkinin ihtiyacı olan besin maddelerinden azotu toprağa baklagiller aracılığı ile de verebiliriz.Baklagiller havadaki serbest azotu toprağa verirler.

 

Azotu Toprağa az verirsek;bitkinin gelişmesi durur ve bitki bodur kalır. Hububatta sapa kalkma başlangıcında olursa yapraklar açık yeşil bir renk alır.saplar ince zayıf, başaklar kısa kalır ve taneler iyi olgunlaşmaz.Azotu çok verirsek; bitki hızlı büyür, ekinler yatar,üründen ziyade sap verimi olur,bitkinin kurağa, soğuğa , hastalık ve zararlılara dayanıklılığı azalır.Potasyum noksanlığında önce yaşlı (alt) yapraklarda görülür. Yaprağın uç kısmından itibaren damar araları sararır daha ileri safhalarda kahverengine dönüşerek yaprakların uç kısmı kurur.

Fosforu az verirsek;saplar zayıf kalır ,kök büyümesi ve hububatta sapa kalkma sınırlı olur,verim düşer,bitkinin soğuğa ve hastalıklara karşı dayanıklılığı azalır, dane dökümü olur.
Toprak da yukarıda anlattığımız ana besin maddeleri yanında yardımcı besin maddeleri de mevcuttur.Ama bu yardımcı maddeler bitki bünyesinde çok az bulunurlar ve bitkiler tarafından az tüketilirler.Toprakta belirli miktarlarda bulunurlar ve eksikliklerinde bitkilerde maraz oluştururlar.Yardımcı besin maddeleri belirli oranlarda sıvı gübrelerde de bulunurlar.
Bitki besin maddelerinin alımını engelleyen en önemli unsur Toprağın PH�dır. Bitkilerin gıda ortamından tam olarak faydalanabilmesi için PH değerinin 6-8 arasında olması istenir.Bu değerin altında ve üstünde değerler besinlerin alımını ,besinin çeşidine ve ph değerine göre kısıtlar.PH değeri toprak tahlili ile ölçülebilir.PH istenilen değerlerden düşük çıkarsa yükseltmek için toprağa kireç,yüksek çıkarsa düşürmek için toprağa kükürt uygulaması yapılır.Kullandığımız AN %26 gübresinde dolgu maddesi içerisinde belirli oranda kireç bulunmaktadır.AS%21 gübresinde ise belirli oranda kükürt bulunmaktadır.Görüldüğü üzere bitkinin Azot ihtiyacını karşılayan iki gübreden biri toprağın PH�sını çıkarırken biri düşürmektedir.Bitkinin gelişme döneminde kullandığımız ve aynı işi gören bu 2 azotlu gübreyi toprağın tansiyonunu dengede tutmak için 2 yıl AN%26 kullanıyorsak,1 yıl muhakkak AS%21 kullanmalıyız. Toprağa attığımız ahır gübreleri ve ticaret gübreleri toprağın tansiyonu(PH�ını)değiştirirler.Bu yüzden bu gübreler atılmadan önce toprak tahlili yapılmalıdır.

TOPRAK ANALİZİ NEDİR?

Toprak analizi ile toprak içerisindeki bitkiye yarayışlı bitki besin maddeleri, Potasyum, fosfor ve kireç miktarları belirlenir. Böylece bitkide toksik etki yapacak kadar, aşırı gübre kullanımında önüne geçilir.Gübre kullanımında en ekonomik yol toprak analizidir. Bunun için yapılması gereken tek şey kurallara uygun olarak alınan toprak örneğinin laboratuarlara ulaştırılmasıdır.

TOPRAK ÖRNEĞİ ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ

Toprak örneği alınırken tek yıllık veya çok yıllık bitkilerden hangisi ekilecekse ona uygun olan yöntem seçilmelidir. Tek yıllık bitkilerde toprağın 20 cm derininden örnek alınır.

Çok yıllık bitkilerde ise toprağın derinlemesine örneklenmesi gerekir. Toprak örneği 20-40-60 cm derinliklerden alınabileceği gibi, gerekli görülürse 90 ve 120 cm derinden de alınabilir.Toprak örneği alınırken, toprak yüzeyi temizlenir ve kürek istenilen derinliğe kadar batırılır. İlk alınan toprak bir kenara konur. İkinci alınan toprak ise temiz bir leğene boşaltılır. Tarlada zik-zaklar çizerek topraklar biriktirilir. En son topraklar paçal yapılır ve torbalanır. Alınan toprak örneğinin 1 kg' dan az olmamasına dikkat edilmelidir.Bir kağıda, ad, soyadı, toprak örneğinin nereden alındığı gibi bilgiler yazılar örnek torbasının içine konulur. Etiketler mutlak kurşun kalemle yazılmalıdır. Torba muayyen bir yerinden delinerek, nemin kağıdı parçalamasına engel olunmalıdır. Alınan bu örnekler, laboratuara gönderilir.Laboratuar sonuçlarına göre, uygulanacak gübre cins ve miktarı tespit edilmiş olur.

Karbonatlı tuzlar:

 

· Kalsiyum karbonat: Oldukça düşük çözünürlüğe sahip olan bir tuzdur (0.0212 g/l). Bu özelliğinden dolayı topraklarda Kalsiyum karbonatın (CaCO3) bulunması kültür bitkilerinin çoğunluğuna zararlı olmamaktadır. Ancak yüksek kalsiyum karbonat topraklarda diğer bitki besin maddelerinin alımını olumsuz etkilemektedir.

· Magnezyum karbonat: Kalsiyum karbonata göre çözünürlüğü önemli ölçüde fazla olup çözeltisi yüksek alkali değere sahiptir (pH yaklaşık 10). Bu alkalilik bitkilerde stres yaratabilir. Bununla birlikte topraktaki kil mineralleri tarafından magnezyumun adsorbsiyonundan ve kurak bölgelerde dolamitin [CaMg (CO3)2] oluşumundan dolayı topraklarda magnezyum karbonatın serbest formlardaki birikimi nadiren olmaktadır.

· Sodyum karbonat: Bazen topraklarda önemli ölçüde birikebilen tuzlardır. Çözünürlüğü oldukça yüksektir (178 g/l 20 0C�de). Hidrolizin bir sonucu olarak, sodyum karbonat toprağın alkalilieşmesine yol açar (toprak pH�sını 12�ye kadar çıkarabilir). Bu nedenle bitkiler için oldukça toksik olan bir tuzdur. Ayrıca toprak çözeltisinde bulunuşu toprak agregatlarının zayıflayıp dağılmasına neden olmaktadır (toprak çözeltisinde %0.05-0.1 NaCO3 olsa dahi). Sodyum bikarbonat (NaHCO3), sodyum karbonata nazaran daha az alkali ve toksiktir. Bunun nedeni sodyum bikarbonatın kısmen karbonik asit tarafından nötralize edilmesidir. NaHCO3 oluşumu düşük sıcaklıkta ve organik maddenin ayrışma koşullarında artar.

 

Sülfatlı tuzlar:

 

· Kalsiyum sülfat: Bu tuzun çözünürlüğü düşük olup (1.9 g/l) fizyolojik olarak bitkilere zararı söz konusu değildir. Ancak kurak bölgelerde toprakta çok fazla miktarlarda kalsiyum sülfatın birikmesi (%50-90), bütün horizonun çimentolaşmasına ve dolayısıyla bitki büyümesinin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır.

· Magnezyum sülfat: Yüksek çözünürlüğünden dolayı (262 g/l) bitkilere en zararlı tuzlardan biridir. MgSO4 . 7 H2O hiç bir zaman saf formda toprakta birikmez, daima diğer kolay çözünebilir tuzlarla birlikte bulunur.

· Sodyum sülfat: Sodyum sülfat ta tuzlu toprakların, tuzlu suların ve tuzlu çamurların tipik bir unsurudur. Toksik etkisi magezyum sülfata nazaran daha azdır. Na2SO4�ın çözünürlüğü sıcaklık yükseldikçe artmaktadır (10 0C�de 83 g/l; 30 0C�de 290 g/l). Mevsimsel değişimler nedeniyle MgSO4, MgCl gibi diğer çözünebilir tuzlarla birlikte toprak yüzeyine doğru yükselir. Sıcak ve ılık mevsimlerde toprakların üst horizonlarında birikir, tuzlu üst toprağın oluşumuna neden olur. Bu üst toprak % 30�a kadar varan sodyum sülfat kapsayabilir. Böyle toprakların ıslahı ılık mevsimlerde yıkamalarla sağlanmalıdır. Soğuk mevsimlerde sodyum sülfatın yıkanması zordur.

 

Klorürlü tuzlar:

 

· Magnezyum klorür: Tuzlu topraklarda ve taban suyunda oldukça yaygındır. Yüksek çözünürlüğünden dolayı (353 g/l) bitkiler için oldukça yüksek toksik etkiye sahiptir. Geceleri atmosferden nem absorbe eden higroskopik bir tuzdur. MgCl ve CaCl2 içeren tuzlu topraklar yağıştan sonra uzun bir süre nemli ve yapışkan bir halde kalırlar. Yıkama ile ıslahları oldukça zordur.

· Sodyum klorür: Sodyum sülfat ve magnezyum sülfatla birlikte tuzlu topraklarda en yaygın ve geniş bir şekilde bulunan bir tuz çeşididir. Yüksek çözünürlüğünden dolayı (264 g/l) oldukça toksiktir. NaCl�ün % 0.1düzeyinde bulunmasıyla bitkiler olumsuz etkilenmeye başlarlar. % 2.5 NaCl içeren topraklar tamamen kıraç topraklardır. Eğer toprak jips kapsıyor ise yıkama ile ıslah kolaydır. Jips mevcut değilse yıkama zorlaşır. Çünkü toprak çözeltisindeki iyon değişimleri neticesinde sodyum değişebilir bir form kazanır, toprağın alkalileşmesine ve yüzey toprağının zayıflayıp dağılmasına neden olur.

· Potasyum klorür: Sodyum klorür ile benzer kimyasal özelliklere sahiptir. KCl�ün çözünürlüğü 347 g/l dir. Fazlalığında bitkilere zehir etkisi yapabilir. Ancak potasyumun organizmalar tarafından tüketilmesi ve killer tarafından adsorbsiyonu neticesinde tuzlu toprakların potasyum klorür içeriği fazla yüksek değildir.

Potasyumlu Gübreler:

Potasyum tozu (%40K)
Potasyum sülfat (%50K)
Potasyum klorür (%60K)
Potasyum ve Magnezyum sülfat (%26K+%8Mg)

Potaslı gübreler suda erir, bu sebepten de bitkilerce kolaylıkla emilir. Genç fidanlarla, iğne yapraklılar (ibreliler) klora duyarlı olduklarından Potasyum klorürlü gübreler kullanılmamalıdır. En iyisi Potasyum sülfatlardır.

En mükemmel yapay gübreler KOMPOZE GÜBRELER'dir. Bu gübreler çeşitli firmaların piyasada satılan bileşikleri olup bunları prospektüslerine göre kullanmalıdır. Kompoze gübrelerin hepsi yapay olmayıp özellikle son zamanlarda ÇEVRE KiRLiLiĞi yapmayan doğal gübrelerden kompoze gübreler de hazırlanmış ve piyasada bol miktarda bulunmaktadır, örneğin; Ascophyllum nodosum isimli bir deniz yosunundan elde edilen gübre, çeşitli büyüme düzenleyiciler, mikro ve makro elementler, vitaminler, proteinler içerir. (Piyasada Maxicrop isimli müstahzar damlama-sulama sisteminde, her sulamada 1 ton suya 50-100 gr. katılarak kullanılan bir preparattır

TOPRAK VERİMLİLİK YÖNETİMİ :

Sağlıklı bitki gelişimi, yüksek bitkisel üretim kapasitesi ve ürün kalitesi; tarım yapılan bölge ve yerin iklim özellikleri, toprak yapısı, dokusu ve kalitesi, mikroorganizma popülasyonu, bitki beslenme ve bakım (gübreleme, sulama, budama, ilaçlama ve yabancı ot temizliği vd. ) programları ile yakından ilgilidir.

İklim ile ilgili dezavantajları kısmen yenebilmek için her şeyden önce tarım yapılacak bölge ve yerin iklim özellikleri dikkate alınarak iklime uygun türler seçilmelidir. Oluşturulan bahçenin ve ekili alanın çevresi sık ve uzun �özellikle yaprak dökmeyen� ağaçlardan oluşan koruyucu ve rüzgar kesici çitle çevrelendiğinde soğuk hava sirkülasyonu, don, kar fırtınası ve sert rüzgarlardan koruma sağlanabilir.

Tarıma uygun en ideal toprak kalitesi için toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri belirlenmelidir. Verimli bir toprakta %45 mineral madde, %5 organik madde, %25 nem (su) ve %25 oksijen bulunmalıdır. Toprağın dokusunu oluşturan mineral madde miktarında kum, silt(mil) ve kil oranları yaklaşık eşit değerlerde olmalıdır. Toprağın su tutması, havalanabilmesi ve kök gelişimi için bu oranlar önemlidir. Toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirmek, kum-silt-kil oranlarını düzenlemek, toprak derinliği, eğimi ve taban suyu seviyesini düzenlemek ekonomik olarak çok zor ve pahalı bir işlemdir. Ancak toprağın kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyileştirebilmek ekonomik olarak mümkündür. Tarım yapılan arazinin toprak pH değeri, toprak organik madde içeriği, toprak C/N oranı (Karbon/Azot), kullanılabilir makro ve mikro besin elementleri seviyesi, toprak nem içeriği ve toprak tuzluluk (EC) değerlerini düzenlemekle toprak verimliliğini ve bitki gelişimini artırabiliriz. Verimli bir toprakta bitki büyümesi ve gelişimi için ideal pH değerleri 5,5 - 6,5 , organik madde içeriği % 4-6, C/N oranı 10 - 12 , tuzluluk seviyesi (E.C değeri) 1,5 - 3,5 dS/m, K/Mg oranı 2-5 olmalıdır. Toprak kalitesine ilişkin bu değerler, ABD, Kanada, Avustralya ve İtalya�daki toprak bilimciler ve Toprak � Gübre Araştırma Enstitülerinin kabul ettiği ve önerdiği değerlerdir.

Toprak ve bitki analizleri, toprak verimlilik programının başarısını ve bitkinin beslenme sorunlarının teşhis edilmesini gösterir. Toprak analiz değerlerinde yeterli miktarda besin elementleri ölçülmesine rağmen bitki tarafından besin elementleri topraktan yeterli miktarlarda alınamıyorsa toprak pH değerinin yüksek ve organik madde içeriğinin düşük, Kalsiyumun kireç formunda yüksek içerik de ve tuzluluk seviyesinin (E.C değeri) yüksek olması söz konusu olup ilk aşamada iyileştirilmeleri gerekmektedir. Bitki doku ve yaprak analizinde normal yerden alınan numune ile sorunlu yerden alınan numunenin analiz değerleri karşılaştırılmalıdır. Bitkilerin topraktan besin elementlerini kaldırmasında bir eksiklik yaşanıyor ve toprak analizleri sonucu besin elementleri yeterli düzeyde değilse gübreleme desteği yapılmalıdır.

Toprak analizi ve bitki doku/yaprak analizi sonuçları birbirlerini doğrular. Toprak analiz değerleri uygun olmasına karşın bitkinin beslenme sorunları teşhis edilmişse, bitkinin topraktan kullanılabilir düzeydeki besin elementlerinin alımını engelleyen ortamın, ideal verimli toprak değerlerine getirilmesi sağlanmalıdır

2. BİTKİ BESLENME YÖNETİMİ :

2.1. Temel Besin Elementleri

Bitkilerin gelişim ve büyümesinde bir veya birden fazla kendine özgü fonksiyonlara sahip 16 ayrı besin elementine ihtiyaç duyulur. Bitkiler tarafından göreceli büyük miktarda gereksinim duyulanlara makro besin elementleri, az miktarda gereksinim duyulanlara ise mikro besin elementleri denir. Bu besin elementlerinden 9 tanesi makro besin elementleridir. Karbon (C), Hidrojen (H) ve Oksijen (O) elementleri bitkiler tarafından esas olarak hava ve sudan sağlanır. Ayrıca Doğal Ham Hümik Asit esaslı Organik Toprak Düzenleyici materyallerden de sağlanır. Birincil makro besin elementleri olarak kabul edilen Azot (N), Fosfor (P) ve Potasyum (K) ile ikincil makro besin elementleri olarak kabul edilen Kalsiyum (Ca), Magnezyum (Mg) ve Kükürt (S) topraktan yada yapraktan gübreleme ile bitki tarafından alınır. Diğer 7 element ise göreceli olarak bitkiler tarafından çok az miktarlarda ihtiyaç duyulduğundan iz element yada mikro besin elementi olarak adlandırılır. Demir (Fe), Çinko (Zn), Mangan (Mn), Bakır (Cu), Molibden (Mo), Boron ( ve Klorin (Cl) topraktan yada yapraktan gübreleme ile sağlanır.

2.2. Besin Elementlerinin kaynakları, fonksiyonları ve eksiklik belirtileri

Karbon ( C ) :Bütün bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddelerde bulunur ve kuru madde bazında ağırlıkça % 45 ini oluşturur. Karbonhidratlar ve yağlarda hidrojen ve oksijenle, proteinlerde ise hidrojen, oksijen ve azotla birlikte bulunur. Bitkiye havadan karbondioksit (CO2) formunda girdiği gibi Doğal Ham Hümik Asit esaslı Organik Toprak Düzenleyici materyalle kökler vasıtasıyla topraktan da alınır.

Hidrojen ( H ) : Hemen hemen tüm organik materyallerde bulunur. Topraktaki besin elementlerinin bir taşıyıcısı olan suyun bir bileşeni olarak bitkiye girer. Doğal Ham Hümik Asit esaslı Organik Toprak Düzenleyici materyalle kökler tarafından topraktan da alınır.

Oksijen ( O ) : Suyun ve organik materyallerin bir bileşenidir. Bitkiler için serbest element olarak gereklidir. Bitkiler tarafından havadan ve sudan alınır. Doğal Ham Humik Asit esaslı Organik Toprak Düzenleyici materyalle kökler tarafından topraktan da alınır. Bitki metabolizmasında besinlerin yakılması için temel elementtir.

Azot ( N ) :Bitkilerde yaprakların uygun gelişimi, protein üretimi ve fotosentez gibi fonksiyonların bir çoğu için gerekli bir besin elementidir. Bitki tarafından topraktan alınan azot, bitki bünyesinde proteinin yapı taşları amino asitlere dönüştürülür. Amino asitler protoplazma oluşumunda kullanılır. Protoplazma, bitkinin büyüme ve hücre bölünme yeri olduğundan enzimatik reaksiyonlar için gereklidir. Biotin. Tiamin, Niasin ve Riboflavin gibi vitaminlerin de temel elemanlarıdır. Bitki tarafından yeterli miktarda alınan azot, klorofilin yüksek konsantrasyonu nedeniyle koyu yeşil renk üretir. Eksikliğinde klorofilin düşmesi, bitki gelişiminin durması ve yaprakların sararmasına neden olur. Sararma, önce eski yapraklarda başlar, daha sonra genç yapraklarda da görülür. Yetersiz azot, verim sınırlayıcı bir faktördür.

Azot, Amonyum Nitrat ( % 33,5 N), Üre ( % 46 N), MAP ( %11 N), DAP ( %18 N) gibi kimyasal gübrelerden sağlanır.

Fosfor ( P ) :Bitkinin ilk gelişim döneminde çok önemlidir. Bitkinin fotosentez, solunum, enerji depolama ve transferi, hücre bölünmesi ve genişlemesi işlemlerinde rol oynar. İlk kök oluşumunu ve gelişmesini teşvik eder. Bir çok meyve ve sebzenin kalitesini iyileştirir. Tohum oluşumunda etkili olup bitkinin diğer bölümlerine göre tohumdaki içeriği yüksektir. Köklerin ve fidelerin daha hızlı gelişmesine yardım eder. Olgunlaşmayı hızlandırır. Bazı bitkilerde hastalıklara karşı direnç sağlar. Fosfor eksikliğinin ilk işareti, gelişimi durmuş bir görünümdür. Eski yapraklar genç yapraklardan daha önce etkilenir. Eksikliğinde çiçeklenme ve meyve tutumu sınırlanır. Erken doğum meyvelerde dökülme olur.

Fosfor, SP (%20 P2O5), TSP (%46 P2O5), MAP (%48 P2O5) ve DAP (%46 P2O5) gübrelerinden sağlanır.

Potasyum ( K ) :Çok önemli bir bitki besin elementidir. Diğer hiçbir besin elementi onun yerini tutamaz. Bitki büyümesi ve gelişimi için zorunludur. Potasyum eksikliğinde fotosentez azalır, bitki solunum hızı artar. Böylece bitkinin karbonhidrat arzı düşer, Potasyum ayrıca protein sentezi için de zorunludur. Fotosentez, nişasta oluşumu, şekerin bitki bünyesinde dolaşımı ve klorofil için gereklidir. Bitkinin fotosentez ( özümleme ) faaliyetinde, meyve oluşumunda, demir gibi ağır metallerin yer değiştirmesinde ve iyonik dengede önemlidir. Enzimleri aktive eder, enzimlerin reaksiyon hızını kontrol eder. Bitkilerde soğuklamayı düzenler, hastalıklara karşı direnci artırır. Eksikliğinde, bitkinin eski yapraklarının dış kenarları boyunca yanma ve kavrulma görülür. Yapraklar kahverengiye dönüşür, gelişim durabilir. Kök sistemi çok az gelişim gösterir. Bitkide canlı görünüm kaybolur, hastalıklara davetkar bir hal gösterir. Meyve ve sebzenin kabukları kalınlaşamadığından dayanıksız olur ve raf ömrü kısalır.

Potasyum, Potasyum Klorid (%60 K2O), potasyum sülfat ( %50 K2O), potasyum nitrat ( %44 K2O) ve potasyum-magnezyum sülfat ( %22 K2O) gübrelerinden sağlanır.

Kalsiyum (Ca) : Uygun kök ve yaprak gelişimi için gereklidir. Hücre duvarının yapı taşlarını oluşturur. Eksikliği, yüksek asidik topraklarda meydana gelir. Bazı enzim sistemlerini aktive eder, bitkilerde organik asitleri nötralize eder, aynı zamanda mikrobiyal aktiviteyi düzenler. Molibden elementinin kullanılabilirliğini ve diğer besin elementlerinin alımını artırır. Fazlalığı demir, çinko ve magnezyum alımını engeller. Eksikliği zayıf kök gelişimine neden olur.

Magnezyum (Mg) : Klorofilin ana bileşenidir. Fotosentezi ve bazı enzim reaksiyonlarını aktive eder. Eksikliğinde bitkinin eski yapraklarında sarımsı, bronz ve kırmızı benekler oluşur, bazı bitkilerin gövde ve dallarında zamklaşma görülür. Toprakta yüksek Ca/Mg oranı kronik magnezyum yetersizliğine yol açar. Magnezyumun en önemli görevi, klorofil molekülünde merkez katyon olmasıdır. Bitki yeterli magnezyum alamazsa, yeterli klorofil üretemeyecek, yeşil renk kaybolacak ve fotosentez yapamayacaktır. Zayıf gövde, uzun saçaklı kökler, yapraklarda yukarı doğru kıvrılma ve hasat öncesi meyve dökülmesi görülecektir.

Epsom tuzu ( Mg-sulfat ), potasyum sülfat ve potasyum-magnezyum sülfat(Sul-Po-Mag ) gübreleri ile Mg içeren toprak düzenleyicilerden sağlanır.

Kükürt ( S ) : Proteinin ana bileşenidir. Enzim ve vitaminlerin gelişmesine yardım eder. Metabolizma aktivasyonunda klorofil, fotosentez, nişasta oluşumu ve şeker dolaşımında gereklidir. Amino asitlerin ana elemanıdır. Eksikliğinde, genellikle genç yapraklar üzerinde açık yeşil renkler gösterir. Eksikliği, kumlu ve organik maddece zayıf topraklarda görülür. Bitki yeterli kükürt alamazsa, meyve olgunluğunda gecikme görülür. Kükürt, topraktan sülfat iyonları olarak alınır. Doğal ham hümik asit esaslı organik toprak düzenleyiciler, sülfatlı gübreler ve sülfatlı inorganik toprak düzenleyicilerden sağlanır.

2.3. Mikro besin elementleri

Demir ( Fe ) :Bitkilerin gelişimini destekleyen önemli bir biofil elementtir. Yeşil bitkilerde kloroplast ( Klorofil içeren canlı hücre ) oluşumunda etki gösterir. Eksikliğinde yapraklarda sararmaya ve ileride kurumaya neden olur.

Çinko ( Zn ) : Biosfer için önemlidir. Bitki hormonu Auxin ile bir arada bulunur. Metabolik reaksiyonları teşvik eder. Gövde uzamasında etkilidir. Klorofil oluşumu ve karbon hidrat üretimi için gereklidir.

Manganez ( Mn ) : Bitki gelişimi için önemlidir. Enzim reaksiyonlarında ve klorofil oluşumunda gereklidir. Eksikliğinde yapraklarda sarı lekeler görülür.

Boron ( B ) :Bitkilerin beslenmesi için önemlidir. Ribonükleik asitlerin ( RNA ) sentezi ve karbon hidrat metabolizması için gereklidir. Eksikliğinde birkaç tomurcuk bir arada oluşur. Yapraklar küçük olur. Öz çürüklüğü ve mantarlaşma görülür.

Bakır ( Cu ) : Bitkilerin gelişimini destekler. Enzim reaksiyonlarında hızlandırıcı ( katalist ) etkisi gösterir.
 

 


ETİKETLER: GÜBRE NEDİR,KİMYASAL GÜBRELER,ORGANİK GÜBRE,İMALAT,ÜRETİMİ,FORMÜL,FORMÜLLER,SIVI DAMLAMA GÜBRESİ,KATI DAMLAMA GÜBRESİ YAPIMI,DOĞAL GÜBRE NEDİR,ORGANİK GÜBRE FORMÜLLERİ,GÜBRE FABRİKALARI,GÜBRE FİYATI,MİKRO ELEMENTLİ GÜBRE,BOR GÜBRESİ,EDTA ŞELATLI GÜBRELER,DAMLAMA GÜBRESİ,SIVI YAPRAK GÜBRESİ FORMÜLÜ.


                                          HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ